CİMRİ ADAMIN PABUÇLARI

tarafından güney Paz Şub. 08 2009, 16:37

Bir zamanlar Bağdat'ta Ebûlkasım Tanburî adında bir zengin varmış. O kadar cimri biriymiş ki, ayağındaki pabucuna yama üstüne yamalar vurdurur, dikiş üstüne dikişler diktirirmiş. Yeter ki, yeni bir pabuç alma masrafına girmesin.
Kimseye kırk para yardım etmeyen, ömründe tek defa olsun bir yaralı parmağı sarmayan bu cimri zengin, nihayet halkın bedduasına uğramış; pabucunu yamata yamata biriktirdiği parasını, yine pabucu yüzünden başına gelen olaylarda, ceza parası olarak vere vere bir güzel harcayıp bitirmiş.
Olaylar şöyle gelişmiş :
Tanburî bir cuma günü hamama gitmiş. Orada karşılaştığı bir dostu :
- Şu ayakkabınızı verin de bir daha tamir ettireyim, yine yırtığı görünüyor diye şakalaşmış. Hamamdan çıkarken yamalı ayakkabısını bulamamış Tanburî, orada yeni bir ayakkabı bulunca, dostunun tamir için kendi ayakkabısını götürüp, yerine yenisini bıraktığını düşünmüş. Yeni ayakkabılarla hamamdan çıkmış. Neden sonra şehrin Kadısı da hamamdan çıkmış, yeni ayakkabısının yerine, bir köşede Tamburî'nin yamalı ayakkabısını bulmuş.

- Kadı efendinin ayakkabısını Tanbur'ı çalmış diye yorumlanmış olay. Bu yüzden Tanburî'yi yakalayıp derhal hapse atmışlar. Bir süre hapis yatıp epeyce para harcadıktan sonra çıkan Tanburî'ye yamalı ayakkabıları teslim edilince, götürüp başına bu belayı açan ayakkabıları hemen Dicle'ye atmış. Nehirdeki balıkçılar, ağlarına takılan ayakkabıları görünce hemen tanımışlar ve getirip Tanburî'nin penceresinden içeri fırlatmışlar.
Rafta Gül yağı şişelerine çarpan ayakkabı, Gül yağının yere dökülüp ziyan olmasına sebep olmuş.

Başına gelen bu olaylar yüzünden iyice çileden çıkan Tanburî, ayakkaılarını evinin yakınından geçen akarsuya atar. Aşağıda suyu içenler Tanburî'nin ayakkabısıyla suyun kirlendiğini anlayınca onu yine Kadı'nın karşısına çıkarırlar ve çevreyi kirletmekten bir hayli ceza ödemesine sebep olurlar. Cezayı ödeyen Tanburî'ye ayakkabıları yine teslim edilir.
Artık hiddetten deliye dönen Tanburî, kurusunda ateşe atayım diye ayakkabılarını çatıya fırlatmış. Ayakkabıyı çatıdan kapan bir köpek, bir diğer çatıya atlarken ağzındaki ayakkabıyı yere düşürmüş. Aksilik bu ya, havadan düşen ayakkabı, duvarın dibinde bulunan üzeri yüklü bir hanımın korkup çocuğunu erken doğurmasına sebep olmuş. Kadın şikayetçi olduğundan, Tanburî yine yüklü bir cezaya mahkum olmuş.Bu işin sonunun gelmeyeceğini anlayan Tanburî, nihayet birgün Bağdat'ın en geniş meydanına çıkıp, halka hitaben şöyle bağırmak zorunda kalmış:

- Ey ahali! bundan sonra hepininizin malumu olsun ki, bu ayakkabı ile uzaktan yakından hiçbir ilgim kalmamıştır. Onun yüzünden işlenen suçlara bundan sonra iştirak etmiyorum. Ama bununla beraber dayanıklı ve antika bir ayakkabıdır. Biri alıp uzun zaman yine de giyebilir. Hediyem olsun! Böylece bana cimri diyenler utansınlar.