Kibir Şaşkınlığı..
1 sayfadaki 1 sayfası
Kibir Şaşkınlığı..
Küçük bir fâre kocaman bir
devenin yularini kapmis, eline almis, kurula kurula gidiyordu. Deve,
kendi huyu, uysal tabiati yüzünden, onunla yol alip giderken fâre,
kendi küçüklüGünü göremeden:
"- MeGer ben ne müthis bir pehlivanmisim, develeri sürükleyebilecek bir yiGitmisim!" diye böbürleniyordu.
Gide gide bir nehrin kenarina geldiler. Nehri gören fare, kibrinin
saskinliGi içinde donup kaldi. Onun kibrinin farkinda olan deve ise,
mânidar bir sekilde:
"- Ey daGda, ovada bana arkadaslik eden! Neden durakladin? Neden böyle
sasirip kaldin? Haydi, yiGitçe nehrin içine gir. Sen benim kilavuzum,
öncüm deGil misin? Yol ortasinda böyle sasirip kalmak, sana yarasir
mi?" dedi.
Mahcup düsen fâre, kekeleyerek söyle cevap verdi:
"-Arkadas! Bu su pek büyük, pek derin bir su; boGulurum diye korkuyorum."
Deve suyun içine girip:
"- Ey kör fâre! Su diz boyu imis, korkmana gerek yok!" dedi.
Fâre çaresiz ve mahcup itirafina devam etti:
"- Ey hünerli deve! Nehir sana göre karinca, bize göre de ejderha
gibidir. Çünkü dizden dize fark vardir. Benimki gibi yüz tane diz üst
üste koysak ancak senin bir dizin eder."
Bunun üzerine akilli deve, fâreye su nasîhatte bulundu:
"- Öyleyse, gurur ve kibire aldanip bir daha terbiyesizlik etmeye
kalkma; haddini bil! Sana olan hos görüs ve müsâmahama kapilip simarma;
çünkü Allâh, simaranlari sevmez!..
Var git; sen, kendin gibi fârelerle boy ölçüs!"
Artik iyiden iyiye gerçeGi anlayip utanmis bulunan fâre:
"- Tevbe ettim, pisman oldum. ALLAH (c.c.) için olsun su öldürücü, su boGucu sudan beni geçir!" diye yalvardi.
Böylece deve, yine merhamet edip ona acidi da:
"- Haydi! Siçra da hörgücümün üstüne çik, otur! Bu sudan geçmek veya
baskalarini geçirmek benim isimdir. Zîrâ vazîfem, senin gibi yüz
binlerce âcize hizmetten ibarettir." dedi ve fareyi nehrin öbür
tarafina geçirdi.
devenin yularini kapmis, eline almis, kurula kurula gidiyordu. Deve,
kendi huyu, uysal tabiati yüzünden, onunla yol alip giderken fâre,
kendi küçüklüGünü göremeden:
"- MeGer ben ne müthis bir pehlivanmisim, develeri sürükleyebilecek bir yiGitmisim!" diye böbürleniyordu.
Gide gide bir nehrin kenarina geldiler. Nehri gören fare, kibrinin
saskinliGi içinde donup kaldi. Onun kibrinin farkinda olan deve ise,
mânidar bir sekilde:
"- Ey daGda, ovada bana arkadaslik eden! Neden durakladin? Neden böyle
sasirip kaldin? Haydi, yiGitçe nehrin içine gir. Sen benim kilavuzum,
öncüm deGil misin? Yol ortasinda böyle sasirip kalmak, sana yarasir
mi?" dedi.
Mahcup düsen fâre, kekeleyerek söyle cevap verdi:
"-Arkadas! Bu su pek büyük, pek derin bir su; boGulurum diye korkuyorum."
Deve suyun içine girip:
"- Ey kör fâre! Su diz boyu imis, korkmana gerek yok!" dedi.
Fâre çaresiz ve mahcup itirafina devam etti:
"- Ey hünerli deve! Nehir sana göre karinca, bize göre de ejderha
gibidir. Çünkü dizden dize fark vardir. Benimki gibi yüz tane diz üst
üste koysak ancak senin bir dizin eder."
Bunun üzerine akilli deve, fâreye su nasîhatte bulundu:
"- Öyleyse, gurur ve kibire aldanip bir daha terbiyesizlik etmeye
kalkma; haddini bil! Sana olan hos görüs ve müsâmahama kapilip simarma;
çünkü Allâh, simaranlari sevmez!..
Var git; sen, kendin gibi fârelerle boy ölçüs!"
Artik iyiden iyiye gerçeGi anlayip utanmis bulunan fâre:
"- Tevbe ettim, pisman oldum. ALLAH (c.c.) için olsun su öldürücü, su boGucu sudan beni geçir!" diye yalvardi.
Böylece deve, yine merhamet edip ona acidi da:
"- Haydi! Siçra da hörgücümün üstüne çik, otur! Bu sudan geçmek veya
baskalarini geçirmek benim isimdir. Zîrâ vazîfem, senin gibi yüz
binlerce âcize hizmetten ibarettir." dedi ve fareyi nehrin öbür
tarafina geçirdi.
VUSLATZELİHA- Mesaj Sayısı : 182
Nerden : ANKARA
Rep :
Points : 30
Kayıt tarihi : 31/07/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz