BİR HÜZNÜN HİKAYESİ
2 posters
:: EDEBİYAT DÜNYASI :: Şiirler
1 sayfadaki 1 sayfası
BİR HÜZNÜN HİKAYESİ
Bir hüznün hikayesi gibiyim
Ne mavi ne yeşil kuytu karışık düşüncelerdeyim
Anlamsız soruların cevabı bensem ben neredeyim
İyi kötü arasında güzel ve çirkin misaliyim
Sanırım uzak şehirlerin özlemi ile anlamsız aşklara hasretim
Geçmişe öfkeliyim de bir geleceğe özlemim
Yaşar mıyım kim bilir
Yaşıyor muyum kim bilir
Öyle acımasız ki yağmurlar
Bir kalp nasıl kırılırsa öyle çarpıyor rüzgarlarını suskun tenime
Ölesiye hasret ki bir tebessümün dalgasına
Öylesine hasret bir sevdanın kurşununa
Daim olan her şeyde ama her şeyde
Bir tek aradığım hasretti adı hasretti galiba bu sevdanın acımasız ayrılığı
Zamansız tam yerinde vurmuştu zaman
Zaman akıp gitmişti
Silmişti silinmişti bütün benlikler
Yazılıydı bir günlükte yalan dolu sezgiler
Ne ihanete sözüm vardı ne de ne de bir sözün aldanışına
Ben de öyle bir sevda var ki kıyamazsın dokunmazsın göz yaşlarına
Yitirilmiş bir sevda derlerdi önceleri
Şimdi sevda derler adıma zorla söyledikleri gibi
Sever miyim şimdi ben de beni seveni
Hasret kaldığım kalpsiz gibi
O kadar acımasız ki yalnız yürüdüğüm sokaklar hep adını unutmuşlar
Dalgalara sorsam kıyıya vurur her adının telaffuzunu
Yüreğime sorsam çıkmazların kitabı
Kendime sorsam kaybedilmiş bir yetimin masum aşkı
Sana sorsam yitirilmiş bir sevdanın anlamsız adı
Acıyordu ellerime çarpan her damlanın su sesleri
Acımazsız mıydı geçmişe dönük bu şehrin eşsiz yüzleri
Işıklar o kadar aydınlatıcı ki göremiyordum ben yanım da olan seni
Yarım kaldı tamamlanmayan bir cümle gibi
Gözlerim dalıyordu seni her özlediğim de
Gezdiğim yerler bilirdi ayak izlerinin sesini
Unutur mu sandın sen beni
Senin beni unuttuğun gibi
O kadar çok seviyorum ki kendimi ki o kadar da nefret ediyorum kendimden
Aslında sonu gelmeyen bir cümle gibiyim
Hem seni unutamadığım için kızıyorum kendime
Hem de acıyorum sana bir daha kavuşamayacağım diye
O kadar karışığım ki kendi içimde
Çözemez beni kimse
Okuduğum roman gibi sonunu merakla beklediğim
Her satırında bir hayatın olduğu
Her mısrasında bir can olduğu
Her dörtlüğünde mutluluk ve hüznümün olduğu
İşte ben o kadar acımasız ve bir o kadar da masumum
Gülüşlerim sahte ezberlerim dolu dizgin bir gerçek
Hikayemin adı hayat anlayana ise yaşlanmayan sevda
Ben hasrete özlem duydum seni sevdim diye anlamsız oldum dillerde sensiz dolaştım diye
Adını unutmadım kalbime kazıdım diye
Ben seni ezberlemedim de yazdım yüreğimden silinme diye
Ben yaşayamadım ruhum yok diye
Cümleler hep aynı
Satırlar birbirinden farksız
Yine birbirinden anlamsız bu kitabım da anladığın ne varsa not al
Kayboldum bu sessiz ve sensiz şehirde
Sessizce ve sensiz gidiyorum elveda demek zor olsa bile….
ismail AKKÖSE
[b]
Ne mavi ne yeşil kuytu karışık düşüncelerdeyim
Anlamsız soruların cevabı bensem ben neredeyim
İyi kötü arasında güzel ve çirkin misaliyim
Sanırım uzak şehirlerin özlemi ile anlamsız aşklara hasretim
Geçmişe öfkeliyim de bir geleceğe özlemim
Yaşar mıyım kim bilir
Yaşıyor muyum kim bilir
Öyle acımasız ki yağmurlar
Bir kalp nasıl kırılırsa öyle çarpıyor rüzgarlarını suskun tenime
Ölesiye hasret ki bir tebessümün dalgasına
Öylesine hasret bir sevdanın kurşununa
Daim olan her şeyde ama her şeyde
Bir tek aradığım hasretti adı hasretti galiba bu sevdanın acımasız ayrılığı
Zamansız tam yerinde vurmuştu zaman
Zaman akıp gitmişti
Silmişti silinmişti bütün benlikler
Yazılıydı bir günlükte yalan dolu sezgiler
Ne ihanete sözüm vardı ne de ne de bir sözün aldanışına
Ben de öyle bir sevda var ki kıyamazsın dokunmazsın göz yaşlarına
Yitirilmiş bir sevda derlerdi önceleri
Şimdi sevda derler adıma zorla söyledikleri gibi
Sever miyim şimdi ben de beni seveni
Hasret kaldığım kalpsiz gibi
O kadar acımasız ki yalnız yürüdüğüm sokaklar hep adını unutmuşlar
Dalgalara sorsam kıyıya vurur her adının telaffuzunu
Yüreğime sorsam çıkmazların kitabı
Kendime sorsam kaybedilmiş bir yetimin masum aşkı
Sana sorsam yitirilmiş bir sevdanın anlamsız adı
Acıyordu ellerime çarpan her damlanın su sesleri
Acımazsız mıydı geçmişe dönük bu şehrin eşsiz yüzleri
Işıklar o kadar aydınlatıcı ki göremiyordum ben yanım da olan seni
Yarım kaldı tamamlanmayan bir cümle gibi
Gözlerim dalıyordu seni her özlediğim de
Gezdiğim yerler bilirdi ayak izlerinin sesini
Unutur mu sandın sen beni
Senin beni unuttuğun gibi
O kadar çok seviyorum ki kendimi ki o kadar da nefret ediyorum kendimden
Aslında sonu gelmeyen bir cümle gibiyim
Hem seni unutamadığım için kızıyorum kendime
Hem de acıyorum sana bir daha kavuşamayacağım diye
O kadar karışığım ki kendi içimde
Çözemez beni kimse
Okuduğum roman gibi sonunu merakla beklediğim
Her satırında bir hayatın olduğu
Her mısrasında bir can olduğu
Her dörtlüğünde mutluluk ve hüznümün olduğu
İşte ben o kadar acımasız ve bir o kadar da masumum
Gülüşlerim sahte ezberlerim dolu dizgin bir gerçek
Hikayemin adı hayat anlayana ise yaşlanmayan sevda
Ben hasrete özlem duydum seni sevdim diye anlamsız oldum dillerde sensiz dolaştım diye
Adını unutmadım kalbime kazıdım diye
Ben seni ezberlemedim de yazdım yüreğimden silinme diye
Ben yaşayamadım ruhum yok diye
Cümleler hep aynı
Satırlar birbirinden farksız
Yine birbirinden anlamsız bu kitabım da anladığın ne varsa not al
Kayboldum bu sessiz ve sensiz şehirde
Sessizce ve sensiz gidiyorum elveda demek zor olsa bile….
ismail AKKÖSE
[b]
:: EDEBİYAT DÜNYASI :: Şiirler
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz