Ahirette Allah (C.C) Görülecek Mi?
1 sayfadaki 1 sayfası
Ahirette Allah (C.C) Görülecek Mi?
Hz. Peygamber (S.A.V) şöyle buyurmuştur:
“Cennetlikler cennete ve cehennemliklerde cehenneme girince cennetliklere şöyle seslenilir: 'Ey cennetlikler, Allah-u Teala size bir şey vaad etmişti. Şimdi onu gerçekleştirmek istiyor.' Cennetlikler bu çağrıya şöyle karşılık verirler: 'O vaad nedir ki? Allah-u Teala bizim amellerimizin sevap kefesini baskın kılarak, yüzlerimizi ağartmadı mı? Bizi cennete koyup cehennemden uzaklaştırmadı mı?' Bunun üzerine perde kalkıverirde cennetlikler O’nu görüverirler. Nefsimi kudret elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, cennetliklere verilen hiçbir şey O’nun cemalini görmek kadar güzel olmayacaktır.” (Müslim)
Diğer bir rivayete göre ise, Allah-u Teala cennette meleklerine: “Dostlarıma yemek verin” buyurur. Bunun üzerine ortaya türlü türlü yiyecekler getirilir. Cennetlikler bu yiyeceklerin her lokmasında farklı bir lezzet bulurlar. Yemekler bitince Allah-u Teala: “Kullarıma içecek sunun” buyurur. Bunun üzerine ortaya türlü türlü içecekler getirilir. Cennetlikler bu içeceklerin her yudumunda diğerlerinde bulunmayan bir lezzet bulurlar.
İçecekler bitince, Allah-u Teala: “Ben sizin Rabb'inizim, size verdiğim sözü gerçekleştirdim. Şimdi canınız ne diliyorsa isteyinizde vereyim” der. Cennetlikler iki veya üç kez üst üste: “Ey Rabb'imiz! Biz senin rızanı istiyoruz.” derler. Bunun üzerine Allah-u Teala kendilerine şöyle buyurur: “Ben sizden razıyım. Üstelik bu gün tarafımdan size bundan daha fazlası bağışlanacaktır.”
Bunun arkasından perde kalkar da cennetlikler Allah’ın dilediği kadar O’nu görüverirler. Cennetlikler Allah-u Teala’yı görünce tekrar secdeye kapanırlar ve Allah’ın dilediği sürece secdede kalırlar. Arkasından Allah-u Teala kendilerine: “Kaldırın başlarınızı, burası ibadet etme yeri değildir.” buyurur. Cennetlikler Allah-u Teala’yı görünce oranın tüm ni’metlerini unutuverirler. Allah-u Teala’yı görmek onlara diğer bütün ni’metlerden daha tatlı gelir.
Sonra yerlerine dönerler. Bu sırada Arş’ın altından çevresinde bulundukları misk tepesine doğru bir rüzgar eser. Bu rüzgar onların başlarını ve binek hayvanlarının alınlarını yalayıverir. Yerlerine dönünce eşlerinin ayrıldıkları andan daha da güzelleştiklerini görürler. Eşleri de onlara: “Siz de eskisine göre daha da güzelleştiniz.” derler.
Abdullah b. Zeyd şöyle derdi: “Allah-u Teala cennet ehlini dünyada korkulu, üzüntülü, ağlamaklı ve şefkatli olmaları sıfatlarıyla beyan etti. Sonra onlara karşılık olarak da cennete girmeyi, cennetteki ni’metleri, sevinç ve sürurlara kavuşmayı takip ettirdi.”
Sonra Abdullah b. Zeyd: “Biz hakikat bundan önce dünyada ev halkımız içinde akıbetimizden korkanlar idik işte Allah bize (mağfiret ve rahmetini) lutfetti de bizi mesamata kadar işleyen sıcak sam yeli azabından korudu.” (Rahman; 46)
mealindeki ayetlerini okurdu.
“Cennetlikler cennete ve cehennemliklerde cehenneme girince cennetliklere şöyle seslenilir: 'Ey cennetlikler, Allah-u Teala size bir şey vaad etmişti. Şimdi onu gerçekleştirmek istiyor.' Cennetlikler bu çağrıya şöyle karşılık verirler: 'O vaad nedir ki? Allah-u Teala bizim amellerimizin sevap kefesini baskın kılarak, yüzlerimizi ağartmadı mı? Bizi cennete koyup cehennemden uzaklaştırmadı mı?' Bunun üzerine perde kalkıverirde cennetlikler O’nu görüverirler. Nefsimi kudret elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, cennetliklere verilen hiçbir şey O’nun cemalini görmek kadar güzel olmayacaktır.” (Müslim)
Diğer bir rivayete göre ise, Allah-u Teala cennette meleklerine: “Dostlarıma yemek verin” buyurur. Bunun üzerine ortaya türlü türlü yiyecekler getirilir. Cennetlikler bu yiyeceklerin her lokmasında farklı bir lezzet bulurlar. Yemekler bitince Allah-u Teala: “Kullarıma içecek sunun” buyurur. Bunun üzerine ortaya türlü türlü içecekler getirilir. Cennetlikler bu içeceklerin her yudumunda diğerlerinde bulunmayan bir lezzet bulurlar.
İçecekler bitince, Allah-u Teala: “Ben sizin Rabb'inizim, size verdiğim sözü gerçekleştirdim. Şimdi canınız ne diliyorsa isteyinizde vereyim” der. Cennetlikler iki veya üç kez üst üste: “Ey Rabb'imiz! Biz senin rızanı istiyoruz.” derler. Bunun üzerine Allah-u Teala kendilerine şöyle buyurur: “Ben sizden razıyım. Üstelik bu gün tarafımdan size bundan daha fazlası bağışlanacaktır.”
Bunun arkasından perde kalkar da cennetlikler Allah’ın dilediği kadar O’nu görüverirler. Cennetlikler Allah-u Teala’yı görünce tekrar secdeye kapanırlar ve Allah’ın dilediği sürece secdede kalırlar. Arkasından Allah-u Teala kendilerine: “Kaldırın başlarınızı, burası ibadet etme yeri değildir.” buyurur. Cennetlikler Allah-u Teala’yı görünce oranın tüm ni’metlerini unutuverirler. Allah-u Teala’yı görmek onlara diğer bütün ni’metlerden daha tatlı gelir.
Sonra yerlerine dönerler. Bu sırada Arş’ın altından çevresinde bulundukları misk tepesine doğru bir rüzgar eser. Bu rüzgar onların başlarını ve binek hayvanlarının alınlarını yalayıverir. Yerlerine dönünce eşlerinin ayrıldıkları andan daha da güzelleştiklerini görürler. Eşleri de onlara: “Siz de eskisine göre daha da güzelleştiniz.” derler.
Abdullah b. Zeyd şöyle derdi: “Allah-u Teala cennet ehlini dünyada korkulu, üzüntülü, ağlamaklı ve şefkatli olmaları sıfatlarıyla beyan etti. Sonra onlara karşılık olarak da cennete girmeyi, cennetteki ni’metleri, sevinç ve sürurlara kavuşmayı takip ettirdi.”
Sonra Abdullah b. Zeyd: “Biz hakikat bundan önce dünyada ev halkımız içinde akıbetimizden korkanlar idik işte Allah bize (mağfiret ve rahmetini) lutfetti de bizi mesamata kadar işleyen sıcak sam yeli azabından korudu.” (Rahman; 46)
mealindeki ayetlerini okurdu.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz