Risale Nur Külliyatından 2001 vecize
2 sayfadaki 2 sayfası
2 sayfadaki 2 sayfası • 1, 2
Geri: Risale Nur Külliyatından 2001 vecize
1951 Âlemin herbir nev’ine dair bir fen teşekkül etmiş ve etmektedir. Fen ise, kavaid-i külliyeden ibarettir. Külliyet-i kaide ise, o nev’de olan hüsn-ü intizamına keşşaftır. Demek cemi’ fünun, hüsn-ü intizama birer şahid-i sadıktır. Evet külliyet intizama delildir. Zira birşeyde intizam olmazsa, hüküm külliyetiyle cereyan edemez. Mu: 40
1952 Ekrem-i halk benî-âdemdir. İstidadı ve san’atı buna şahiddir. Hem de benî-âdemin en eşrefi, ehl-i hak ve hakikat olan doğru Müslümanlardır. Hakaik-i İslâmiyet buna şehadet ettiği gibi istikbalin vukuatı da tasdik edecektir. Mu: 40
1953 Eşhastan kat’-ı nazar, nev’î ve umumî hüsn ve hakkın meydan-ı galebesi istikbaldir. Biz ölsek, milletimiz bâkidir. Kırk sene ile razı değiliz. En ekall bin sene galebeyi isteriz.. Mu: 41
1954 Evet bu dar dünya, beşerin cevherinde mündemiç olan istidadat-ı gayr-ı mahdude ve ebed için mahluk olan müyulat ve arzularının sünbüllenmesine müsaid değildir. Beslemek ve terbiye için başka âleme gönderilecektir. Mu: 42
1955 İnsanın cevheri büyüktür, mahiyeti âliyedir, cinayeti dahi azîmdir. İntizamı da mühimdir, sair kâinata benzemez; intizamsız olamaz. Evet ebede namzed olan büyüktür; mühmel kalamaz, abes olamaz. Fena-i mutlak ile mahkûm olamaz. Adem-i sırfa kaçamaz. Cehennem ağzını, Cennet dahi ağuş-u nazendaranesini açıp bekliyorlar. Mu: 42
1956 Asya’nın bahtını, İslâmiyetin taliini açacak yalnız meşrutiyet ve hürriyettir. Fakat şeriat-ı garranın terbiyesinde kalmak şartıyla.. Mu: 44
1957 Mehasin-i medeniyet denilen emirler, şeriatın başka şekle çevrilmiş birer mes’elesidir. Mu: 44
1958 Bir adam müstaid ve kabil olduğu şeyi terk ve ehil olmayan şeye teşebbüs etmek, şeriat-ı hilkate büyük bir itaatsizliktir. Zira şanı odur ki; istidadı san’atta intişar ve tedahül ve san’atın mekayisine ihtiram ve muhabbet ve nevamisine temessül ve imtisal.. elhasıl, fena fi-s san’at olmaktır. Mu: 53
1959 Nizam-ı hilkat-ı âlem denilen şeriat-ı fıtriye-i İlahiye; mevlevî gibi cezbe tutan meczub ve misafir olan küre-i arza, güneşe iktida eden safbeste yıldızların safında durup itaat etmesini farz ve vâcib kılmıştır. Mu: 58
1960 hükema-i İlahiyyun nezdinde herbir nev’ için hayy ve nâtık ve efrada imdad verici ve müstemiddi bir mahiyet-i mücerrede vardır. Lisan-ı şeriatta melek-ül cibal ve melek-ül bihar ve melek-ül emtar gibi isimler ile tabir edilir. Fakat tesir-i hakikîleri yoktur. Müessir-i hakikî yalnız Zât-ı Akdes’tir. Mu: 60
1961 Esbab-ı zahiriyenin vaz’ındaki hikmet ise: İzhar-ı izzet ve saltanat tabir olunan dest-i kudret perdesiz daire-i esbaba mün’atıf olan nazara karşı, zahiren umûr-u hasise ile mübaşeret ve mülabeseti görülmemektedir. Fakat daire-i akide denilen hak ve melekûtiyette herşey ulvîdir. Dest-i kudretin perdesiz mübaşereti izzete münasibdir. Mu: 60
1962 Malûmdur, bir şeyin mahiyetinin keyfiyetini bilmek başkadır, o şeyin vücudunu tasdik etmek yine başkadır. Bu iki noktayı temyiz etmek lâzımdır. Zira çok şeylerin asıl vücudu yakîn iken, vehim onda tasarruf ederek tâ imkândan imtina’ derecesine çıkarıyor. Mu: 63
1963 İfrat gibi tefrit de muzırdır, belki daha ziyade. Fakat ifrat, tefrite sebeb olduğundan daha kabahatlidir. Evet ifrat ile müsamahanın kapısı açıldı. Mu: 22
1964 Acaba defineye hariçten girmiş bir silik para bulunsa veyahut bir bostanda başka yerden düşmüş olan çürük ve acı bir elma görünse, hak ve insaf mıdır ki; umum defineyi kalp ve umum elmaları acı zannedip vazgeçmekle lekedar edilsin... Mu: 22
1965 Hakîm-i Ezelî inayet-i sermediye ve hikmet-i ezeliyenin iktizası ile, şu dünyayı tecrübeye mahal ve imtihana meydan ve esma-i hüsnasına âyine ve kalem-i kader ve kudretine sahife olmak için yaratmış. 29.S: 532
1966 Her şeyde bir hazine-i rahmet kapısını bul ... Dua ile çal .. 3.S:19
1967 Allah’a karşı fakrını hissedip yalvar ..Sözler: 32
1968 İnsan bir misafir memur ve her şey geçici dir. Sözler: 43
1969 İsyan edip dinlemezseniz, müdhiş zindanlara atılacaksınız. Sözler: 58
1970 Hazırlanınız! Sözler: 58
1971 Nefis ve heves esaretinden kurtul! Sözler: 58
1972 Namazını şevk ile kıl! Sözler: 21
1973 Kabir; İstasyondur. Sözler: 21
1974 Piyango; Kumardır. Sözler: 21
1975 Seyahat; Kabre, haşre, ebede gidecek beşer yolculuğudur. Sözler: 21
1976 Hayatı kim vermiş, yapmış ise; rızıkla o hayatı besleyen ve idame eden de odur. Ondan başka olmaz... Sözler: 23
1977 Hidayet ve tevfikı Erhamürrâhimîn’den iste... Sözler: 24
1978 Lehinde şahid olabilen o misafir vaziyetleri, aleyhine çevirme! Sözler: 459
1979 (Kıyamettre); dağlar uçarak denizler yanarak yeryüzü düzlenecek. 27.Söz: 531
1980 Melaikeler beni görüyorlar ve fenalıklarımı kaydediyorlar. Şualar: 225
1981 Madem herşey gidiyor ve gittikten sonra eğer lezzet ve keyf ise, boşu boşuna gider, bir hasret kalır. Şualar: 300
1982 Dünyanın mal ve evlâdı ve istirahatı pek muvakkat ve geçici dir. Şualar: 301
1983 Musibete şükür ise, musibetteki sevab ve uhrevî ve dünyevî faideleri içindir. Şualar: 300
1984 Zalimler için yaşasın Cehennem! Şualar: 449
1985 Nefis cümleden edna, vazife cümleden âlâ. Şualar: 452
1986 Ben âhiret diyarına göçmek ve huzur-u Resulullah’a varmak istiyorum. Bediüzzaman. Şualar: 525
1987 “Böyle olmasaydı şöyle olmazdı” diye birbirinizden gücenmeyiniz. Şualar: 310
1988 Biz imanımızı kurtarmaya çalışacağız. Şualar: 282
1989 Mazlumun ahı, ta arşa kadar gider. Şualar : 290
1990 Madem bizi çalıştıran Hâlıkımız Rahîm ve Hakîm’dir; başa gelen herşeyi rıza ile, sevinç ile, rahmetine, hikmetine itimad ile karşılamalıyız.. Şualar: 296
1991 Teşekki, kaderi tenkid ve teşekkür, kadere teslim dir. Şualar: 310
1992 Madem herşey gidiyor ve gittikten sonra eğer lezzet ve keyf ise, boşu boşuna gider, bir hasret kalır. Şualar: 300
1993 İdarede kuvvet kanunda olmalı. Ve ilimde de, kuvvet hakta olmalı. Yoksa istibdad hükümferma olur. A. Bediiyye: 374
1994 Tevbenin kapısı açıktır. Zararın neresinden dönsen kardır. Bediüzzaman. G.m.
1995 Eğer hasmını mağlub etmek istersen, fenalığına karşı iyilikle mukabele et. Uhuvvet Risalesi
1996 Büyük felaketler, güler yüzlü intibahlar doğurur. Barla Lahikası: 223
1997 Ey insan! Aklını başına al! Eğer sen, ölmezsen ihtiyar olacaksın. Mektubat: 261
1998 Evet, geçmiş ömrü israf ettik, zayi ettik. Barla Lahikası: 318
1999 İmtihana hazırlanınız! D.H.Ö: 53
2000 Kainatı elinde tutamayan, zerreyi halkedemez. Lemeat: 700
2001 Her şeyin iyisine bak. İyi şeylerden iyi istifade et. Sözler: 35
1952 Ekrem-i halk benî-âdemdir. İstidadı ve san’atı buna şahiddir. Hem de benî-âdemin en eşrefi, ehl-i hak ve hakikat olan doğru Müslümanlardır. Hakaik-i İslâmiyet buna şehadet ettiği gibi istikbalin vukuatı da tasdik edecektir. Mu: 40
1953 Eşhastan kat’-ı nazar, nev’î ve umumî hüsn ve hakkın meydan-ı galebesi istikbaldir. Biz ölsek, milletimiz bâkidir. Kırk sene ile razı değiliz. En ekall bin sene galebeyi isteriz.. Mu: 41
1954 Evet bu dar dünya, beşerin cevherinde mündemiç olan istidadat-ı gayr-ı mahdude ve ebed için mahluk olan müyulat ve arzularının sünbüllenmesine müsaid değildir. Beslemek ve terbiye için başka âleme gönderilecektir. Mu: 42
1955 İnsanın cevheri büyüktür, mahiyeti âliyedir, cinayeti dahi azîmdir. İntizamı da mühimdir, sair kâinata benzemez; intizamsız olamaz. Evet ebede namzed olan büyüktür; mühmel kalamaz, abes olamaz. Fena-i mutlak ile mahkûm olamaz. Adem-i sırfa kaçamaz. Cehennem ağzını, Cennet dahi ağuş-u nazendaranesini açıp bekliyorlar. Mu: 42
1956 Asya’nın bahtını, İslâmiyetin taliini açacak yalnız meşrutiyet ve hürriyettir. Fakat şeriat-ı garranın terbiyesinde kalmak şartıyla.. Mu: 44
1957 Mehasin-i medeniyet denilen emirler, şeriatın başka şekle çevrilmiş birer mes’elesidir. Mu: 44
1958 Bir adam müstaid ve kabil olduğu şeyi terk ve ehil olmayan şeye teşebbüs etmek, şeriat-ı hilkate büyük bir itaatsizliktir. Zira şanı odur ki; istidadı san’atta intişar ve tedahül ve san’atın mekayisine ihtiram ve muhabbet ve nevamisine temessül ve imtisal.. elhasıl, fena fi-s san’at olmaktır. Mu: 53
1959 Nizam-ı hilkat-ı âlem denilen şeriat-ı fıtriye-i İlahiye; mevlevî gibi cezbe tutan meczub ve misafir olan küre-i arza, güneşe iktida eden safbeste yıldızların safında durup itaat etmesini farz ve vâcib kılmıştır. Mu: 58
1960 hükema-i İlahiyyun nezdinde herbir nev’ için hayy ve nâtık ve efrada imdad verici ve müstemiddi bir mahiyet-i mücerrede vardır. Lisan-ı şeriatta melek-ül cibal ve melek-ül bihar ve melek-ül emtar gibi isimler ile tabir edilir. Fakat tesir-i hakikîleri yoktur. Müessir-i hakikî yalnız Zât-ı Akdes’tir. Mu: 60
1961 Esbab-ı zahiriyenin vaz’ındaki hikmet ise: İzhar-ı izzet ve saltanat tabir olunan dest-i kudret perdesiz daire-i esbaba mün’atıf olan nazara karşı, zahiren umûr-u hasise ile mübaşeret ve mülabeseti görülmemektedir. Fakat daire-i akide denilen hak ve melekûtiyette herşey ulvîdir. Dest-i kudretin perdesiz mübaşereti izzete münasibdir. Mu: 60
1962 Malûmdur, bir şeyin mahiyetinin keyfiyetini bilmek başkadır, o şeyin vücudunu tasdik etmek yine başkadır. Bu iki noktayı temyiz etmek lâzımdır. Zira çok şeylerin asıl vücudu yakîn iken, vehim onda tasarruf ederek tâ imkândan imtina’ derecesine çıkarıyor. Mu: 63
1963 İfrat gibi tefrit de muzırdır, belki daha ziyade. Fakat ifrat, tefrite sebeb olduğundan daha kabahatlidir. Evet ifrat ile müsamahanın kapısı açıldı. Mu: 22
1964 Acaba defineye hariçten girmiş bir silik para bulunsa veyahut bir bostanda başka yerden düşmüş olan çürük ve acı bir elma görünse, hak ve insaf mıdır ki; umum defineyi kalp ve umum elmaları acı zannedip vazgeçmekle lekedar edilsin... Mu: 22
1965 Hakîm-i Ezelî inayet-i sermediye ve hikmet-i ezeliyenin iktizası ile, şu dünyayı tecrübeye mahal ve imtihana meydan ve esma-i hüsnasına âyine ve kalem-i kader ve kudretine sahife olmak için yaratmış. 29.S: 532
1966 Her şeyde bir hazine-i rahmet kapısını bul ... Dua ile çal .. 3.S:19
1967 Allah’a karşı fakrını hissedip yalvar ..Sözler: 32
1968 İnsan bir misafir memur ve her şey geçici dir. Sözler: 43
1969 İsyan edip dinlemezseniz, müdhiş zindanlara atılacaksınız. Sözler: 58
1970 Hazırlanınız! Sözler: 58
1971 Nefis ve heves esaretinden kurtul! Sözler: 58
1972 Namazını şevk ile kıl! Sözler: 21
1973 Kabir; İstasyondur. Sözler: 21
1974 Piyango; Kumardır. Sözler: 21
1975 Seyahat; Kabre, haşre, ebede gidecek beşer yolculuğudur. Sözler: 21
1976 Hayatı kim vermiş, yapmış ise; rızıkla o hayatı besleyen ve idame eden de odur. Ondan başka olmaz... Sözler: 23
1977 Hidayet ve tevfikı Erhamürrâhimîn’den iste... Sözler: 24
1978 Lehinde şahid olabilen o misafir vaziyetleri, aleyhine çevirme! Sözler: 459
1979 (Kıyamettre); dağlar uçarak denizler yanarak yeryüzü düzlenecek. 27.Söz: 531
1980 Melaikeler beni görüyorlar ve fenalıklarımı kaydediyorlar. Şualar: 225
1981 Madem herşey gidiyor ve gittikten sonra eğer lezzet ve keyf ise, boşu boşuna gider, bir hasret kalır. Şualar: 300
1982 Dünyanın mal ve evlâdı ve istirahatı pek muvakkat ve geçici dir. Şualar: 301
1983 Musibete şükür ise, musibetteki sevab ve uhrevî ve dünyevî faideleri içindir. Şualar: 300
1984 Zalimler için yaşasın Cehennem! Şualar: 449
1985 Nefis cümleden edna, vazife cümleden âlâ. Şualar: 452
1986 Ben âhiret diyarına göçmek ve huzur-u Resulullah’a varmak istiyorum. Bediüzzaman. Şualar: 525
1987 “Böyle olmasaydı şöyle olmazdı” diye birbirinizden gücenmeyiniz. Şualar: 310
1988 Biz imanımızı kurtarmaya çalışacağız. Şualar: 282
1989 Mazlumun ahı, ta arşa kadar gider. Şualar : 290
1990 Madem bizi çalıştıran Hâlıkımız Rahîm ve Hakîm’dir; başa gelen herşeyi rıza ile, sevinç ile, rahmetine, hikmetine itimad ile karşılamalıyız.. Şualar: 296
1991 Teşekki, kaderi tenkid ve teşekkür, kadere teslim dir. Şualar: 310
1992 Madem herşey gidiyor ve gittikten sonra eğer lezzet ve keyf ise, boşu boşuna gider, bir hasret kalır. Şualar: 300
1993 İdarede kuvvet kanunda olmalı. Ve ilimde de, kuvvet hakta olmalı. Yoksa istibdad hükümferma olur. A. Bediiyye: 374
1994 Tevbenin kapısı açıktır. Zararın neresinden dönsen kardır. Bediüzzaman. G.m.
1995 Eğer hasmını mağlub etmek istersen, fenalığına karşı iyilikle mukabele et. Uhuvvet Risalesi
1996 Büyük felaketler, güler yüzlü intibahlar doğurur. Barla Lahikası: 223
1997 Ey insan! Aklını başına al! Eğer sen, ölmezsen ihtiyar olacaksın. Mektubat: 261
1998 Evet, geçmiş ömrü israf ettik, zayi ettik. Barla Lahikası: 318
1999 İmtihana hazırlanınız! D.H.Ö: 53
2000 Kainatı elinde tutamayan, zerreyi halkedemez. Lemeat: 700
2001 Her şeyin iyisine bak. İyi şeylerden iyi istifade et. Sözler: 35
YesilSancak!- Mesaj Sayısı : 278
Rep :
Points : -4
Kayıt tarihi : 05/09/08
2 sayfadaki 2 sayfası • 1, 2
2 sayfadaki 2 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz