Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

GeL EY SuLTaNıM..

3 posters

Aşağa gitmek

GeL EY SuLTaNıM.. Empty GeL EY SuLTaNıM..

Mesaj tarafından VuslatGeceleri Cuma Ağus. 01 2008, 17:46

Cahiliye Devri’ndeki karanlıkların bağrına güneş olup doğduğun gibi gel... Gel, Ey Alemlere Rahmet Olan Resuller Resulü!..
Günah prizmalarında kırılan imanın zayıflayan ışığını, gurubu olmayan İslam Güneşi’yle yeniden nurlandırmak için gel...

Gel, Ey Gül Mushaflı Sevdamızın Sembolü!..
Küfrün katran siyahı gecelerinde yolunu şaşıran, inançsızlığın karanlık dehlizlerinde kendini kaybeden, madde ve mana boyutuyla hazin bir meçhulün kucağına düşen insanlığın ufkunu aydınlatacak olan sonsuz nurun yeniden gönül semâlarımızda tulû etmesi için gel...
Gel, Ey Kainatın Solmayan Gülü!..
Rahmet yağmurlarından mahrum kalarak kuruyan, kıraç topraklar misali şerha şerha yarılan ruh dünyamızı yeniden yeşertmek için gel...
Gel, Ey Sonsuz Nur olan Gönüller Hünkarı!..
Nefsinin kölesi olmaktan yorgun düşen insanları kulluk şerefine yeniden eriştirmek yanlış vadilerde dolaşan aklı, iman ile asli mecrasına yeniden döndürmek, fıtratın sesiyle aklın nurunu yeniden imtizaç ettirmek için gel...
Gel, Ey Kutlu Emanetin Emin Mimarı!..
Mana ile maddeye yaklaşamadığından dolayı, maddenin sığ sularında boğulmaya mahkûm olan beşeriyeti, güzel ahlakın kemaline erdirmek için gel..
Gel, Ey Varlığın En Büyük İtibarı!..
Senin vârislerinin ikamet ettiği yerler tenhalaştı... Binbir türlü ziynetlerle beslenmiş, haramzâde ipeklerle süslenmiş, yalan rüzgarlarına yaslanmış Ebu Cehil’lerin diyarı yine kalabalıktan geçilmiyor... Her geçen gün artan yalnızlığımızı ortadan kaldırmak, hicranlarımızı mutlu bir VUSLATA erdirmek, düşünce dünyamızı sevgi, kardeşlik, muhabbet ve hoşgörü iklimine döndürmek, nefretin, şiddetin ve zulmetin ateşini söndürmek için gel...
Gel, Ey İnsanlığın Mutluluk Bestesi..
Kardeşlerime selam olsun dediğin bizlere kardeşlerin olma gibi dünya ve ahiretteki en büyük payelerden birini verdiğin 21. yüzyıldaki ümmetinin; derdine derman, kurtuluşuna ferman olmak, mazlumların ahını dindirmek için gel...
Gel, Ey Hayatın En Güzel Güftesi
Sensiz geçen günlerimiz hep karanlık, hep kasvet, hep huzursuzluk, hep gurbet oldu bize... Sana, senin tebliğ ettiklerine, temsil ettiklerine, telkin ettiklerine ve teşvik ettiklerine yeniden kavuşmamız, huzura, sükuna, saadete, adalete, mutluluğa gerçek manasıyla yeniden vasıl olmamız, vahyin aydınlığında yeniden kendimizi bulmamız için gel...
Gel, Ey Yaratılmışların En Yücesi
Hal-i pür melalimizin; bize işaret buyurduğun sırat-ı müstakim in aydınlık ikliminden rücu etmemizin bir neticesi olduğunu biliyoruz artık... Zira, getirdiğin hakikatlerden uzaklaştığımız için zelil olduk... Sensiz geçen yıllarda öksüz kaldık, yetim kaldık... Divaneye döndük... Sensizlik harap etti bizi, Sensizlikte kaybettik kendimizi... Gündüzlerimiz şafağa hasret geceye mümâsil bir zaman oldu... Sensizlikte, gönlümüz hazin bir hicranla doldu... Sensizken bütün insanlık perişan oldu... Hicranımızı VUSLATA döndürmek, kesreti vahdete erdirmek için gel Sultanım!!
Gel, Ey Hatemü’l Enbiya Tacının Sahibi
Cahiliyet caha erdi... Nemrutlar dünyamıza temsilciler gönderdi... Şeytan, yine nefsin önüne mükellef sofralar serdi... İnsanlar, hakimiyeti Tagut’ların eline verdi... Yalan karşısında eğilen bedenlerimiz yüzünden hakikate doğru bakamaz olduk... Adetlerimizi ibadet, ibadetlerimizi adet haline getirdik... Ticareti ibadet olarak görmedik, ibadetlerimizi ticaret metaı yaptık... İnandığı gibi yaşamanın iddiasında bulunduk, ama ne yazık ki ifasını yapamadık... Yaşatmak için yaşayamadık... Kardeşlerin olarak imanlı yaşamayı, imanı yaşatmayı hayata geçirmede hep aciz kaldık... Gel, “Ey Sevgili... En Sevgili...” “İmanı elinde bir kor olarak taşıyan” ümmetin olarak artık çok bunaldık...
Gel, Ey Hakk’ın Habîbi!..
Yeniden İslam’da diriliş muştusunu bütün benliğimize duyurmak, yeniden kalbimizi, ruhumuzu ve gönlümüzü nurani güzelliklerle doyurmak için gel...
Gel, Ey Devasız Dertlerin Tabibi!..
Senin adını andığımız zaman, gönlümüze hep gül kokusu doluyor... Seninle dünyamıza sönmeyen bir güneş doğuyor... Sensizken gündüzlerimiz hep gece oluyor... Gecelerimizden hicret ediyor hilal, yıldızlar ışık vermiyor asumana... Zifiri bir karanlık hükmediyor, zamana ve mekana... Bizleri “Gül Devri”ne erdirmek, nûrunla sevindirmek ve onulmaz gönül yaralarımızın sızısını dindirmek için gel...
Gel, Ey Nebiler Nebisi!..
Tevhid bayrağını kalbimizin hafî tepelerindeki en yüksek burçlara çekmek; îmânın âsûde gölgesinde yer almayı en büyük nimet bilen bu garip ümmete de; kedersiz sevinçlerden, elemsiz lezzetlerden ve sınırsız saadetlerden nurani güzellikler bahşetmek için gel...
Gel, Ey İlahi Aşkın Mürebbisi!..
Bizler “kardeşlerin” olabilme aşkını ve cehdini kaybettik asırlardan beri... İhtilafın rahmet ölçüsünün, samimiyet şartına bağlı olduğunu unuttuğumuz için birbirimize düştük yıllar yılı... Bize bıraktığın emânetlerden ne hazindir ki yüz çevirdik... Kaybettiğimiz kardeşlik şuuruna yeniden ermemiz, o muhteşem güzelliklere yeniden kavuşmamız için gel...
Gel, Ey Vefânın Zirvesi!..
Biz anlatmaktan aciziz derdimizi... Her zaman olduğu gibi, yine Sen anla bizi... Senden başkası bilemez halimizi...
Gel, Ey “Güzel ahlâkı tamamlamak için gönderilen” Ahlak Abidesi!..
Gönül dünyamıza hükümran olan, gereksiz maksutları, beşeri mahbubları, geçici matlupları değiştirerek, hayat gayemizin idrâki içinde bizleri Hakk’a kul edip, yaptığımız yanlışlıkları bütün neticeleriyle birlikte ortadan kaldırmak için gel...
Gel, Ey Çaresizlerin Çaresi!..
Asra saadet yaşatmış, zamanı “Asr-ı Saadet” yapmış “Kainatın İftihar Tablosu”... Bizlere de sonsuz saadetler bahşet... Beşeriyete insanlığını kazandırmak için tebliğ ettiğin İlahi vahyi yeniden hayatımıza hakim kıl... Yeniden kendine gelsin nisyana terk ettiğimiz akıl... Hüzün ikliminden huzur diyarına yelken açsın, artık bu son fasıl...
Gel, Ey Kimsesizlerin Kimsesi!..
“Sana muhtacız... Sana en fazla muhtacız... En fazla Sana muhtacız...” Gönüllerimize taht kur... Lutfeyleyip, kalbimizin en mutena köşesine otur... Gel, Ey Sevgili, gel ne olur...
Şefkat ve şefaat eyleyip gel ki, Senin mübarek izinden uzaklaştığımız ve Senden uzak kaldığımız o gurbet asırlarındaki bitmeyen hüznümüz nihayet bulsun, aldığımız nefesin yeniden bir anlamı olsun ve gönlümüz ebediyen “Gül” kokusuyla dolsun...
Gel, Ey Efendiler Efendisi!..
Bizlere kardeşlerin olabilme şerefini yeniden bahşet... Bizlere kul olmanın, Müslüman olmanın, insan olmanın güzelliklerini yeniden öğret...
Gel, Ey İnsanlığın Müjdecisi!..
Yardım eyle şu kimsesiz beşeriyete... Sahip ol şu mazlum ümmete... İmdat eyle bu aziz millete...
Gel, Ey Sevgililer Sevgilisi!..
Onbeş asır önce dünyaya doğduğun gibi yeniden doğ kalbimize... Yeniden hayat bahşeyle gönüllerimize... Yeniden derman ol derdimize, layık olmasak da şefaat eyle bizlere!...
VuslatGeceleri
VuslatGeceleri

Mesaj Sayısı : 382
Nerden : İZMİR
Rep :
GeL EY SuLTaNıM.. Left_bar_bleue1 / 1001 / 100GeL EY SuLTaNıM.. Right_bar_bleue

Points : 137
Kayıt tarihi : 31/07/08

http://vuslatgeceleri.spaces.live.com/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

GeL EY SuLTaNıM.. Empty Geri: GeL EY SuLTaNıM..

Mesaj tarafından GÜLNİDA Çarş. Ağus. 06 2008, 23:23

NE KADAR SEVİYORUZ?
Sevdiklerimizin bir yeri incinse ne kadar da üzülürüz .
Canımız yana en derinden çareler düşünürüz.
Peki söyleyin kaçımız Taif'i hatırlayarak üzüldük, Kaçımızın içini hüzün bastı,
Kalbi sıkıstı kaçımızın,
Kaçımız kaç damla gözyaşı döktü !!!
Ümmetim olmadan cennete girmem diyen bir peygamberin ümmetiyiz.
"Ümmetim Yab Rabbi! başka birşey istemem" diyen bir peygamberin!
Bizi bu kadar düşünen bir peygamberi günde kaç kez düşünürüz
Acaba bu sevgiye layık mıyız?
Uhut ' ta mübarek dişinin kırılması
Kaçımızın hatrında;
Kaçımızın kalbi kırık,
Kaçımızın gönlü buruk?
Mekke'yi fetheden ve şehre girerken başı haya ile eğik bir kumandan!
Hoş görüsü ile gönülleri fetheden bir kumandan
Ya biz hangi gönlü fethedebildik ?
Hoş görümüzü daha en yakınlarımıza bile gösteremedik
" Sana anam babam feda olsun" diyecek kadar sevan bir ashabı vardı
Yazık ki biz daha anamızı babamızı sevmeyi beceremedik
Ona atılan oklara kendini siper eden sevenleri vardı
Hz Ali sevdiğine zarar gelmesin diye Onun döşeğine uzandı
Ya biz nerelerde ne için uyuduk? Hangi günahlarla uyandık?
Şan, şöhret, zenginlik avasından dönmesi için hepsi vaad edilmişti Ona;
" Bir elime güneşi bir elime ayı verseniz davamdan sabmam" dedi
Ya biz davamız ne? Kaç kuruşa davamızı düşürdük? Hangi makama hangi mevkiye yenildik? ne kadar düşündük?
Sevgililer günü geliyormuş haberimiz olsun!!!
Unutursak hediyelerimizi sevgililerimizi küstürürmüşüz!!!
Ya Sevgililer Sevgilisini küstürmek hiç mi korkutmuyor bizi?
Sorabilir miyim ömrünü ümmetine ayıran bir Peygambere Ayırdıkmı senede bir günümüzü?
Ah kimlere ne güller verdik unuttuk sayısını
Cennete mekanı8 hazır bir Peygamber
Allah' ın en sevlgili kulu
Adı Ahmet alemlere Rahmet
Yinede şükrü ne kadar çok
Ne kadar çok Rabbini andı
Hangimiz cennetinden emin
Hangimiz cennetliğinden
O zaman hani şükrümüz
Şarkıları ezberlemeye mübteleyız hepimiz
Sorabilirmiyim
Günde kaç defa anıyoruz Rabbimizi
Namazlarımız neden bu kadar kısa anlamdım?
Cennetlemi müjdelendik ; nedir güvencemiz?
Ya kısacık secdelerimiz
Namazlarımızda düyalık düşüncelerimiz
Yakınlarımız birer birer ölüyor bakın hiç mi ibret almıyoruz
DÜNKÜ SAĞLAR BUGÜN KÜ ÖLÜLERİMİZ!!!
GÜLNİDA
GÜLNİDA

Mesaj Sayısı : 161
Yaş : 36
Nerden : İZMİR
Rep :
GeL EY SuLTaNıM.. Left_bar_bleue1 / 1001 / 100GeL EY SuLTaNıM.. Right_bar_bleue

Points : -3
Kayıt tarihi : 03/08/08

http://askhamali.tr.gg/Ana-Sayfa.htm

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

GeL EY SuLTaNıM.. Empty Geri: GeL EY SuLTaNıM..

Mesaj tarafından güney Çarş. Ağus. 20 2008, 13:31

allah razı olsun
emeginize yüreğinize sağlık öyle güzel anlatınız kı ....
güney
güney

Mesaj Sayısı : 581
Nerden : mardin
Rep :
GeL EY SuLTaNıM.. Left_bar_bleue0 / 1000 / 100GeL EY SuLTaNıM.. Right_bar_bleue

Points : -12
Kayıt tarihi : 05/08/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz