Hz Aişe binti Ebû Bekr (R.Anh.)
1 sayfadaki 1 sayfası
Hz Aişe binti Ebû Bekr (R.Anh.)
Efendimizin sabah akşam uğradığı evde doğup büyüyen, babası, annesi, kız kardeşi ve kendisi cennetle müjdelenen, Ehl-i Beyt okulunun en parlak yıldızı kemâlatın zirvesinde olduğu bizzat Allah Resûlü’nün (sav) dilinde ifadesini bulan, Resûlün en çok sevdiği kişinin kızı ve en fazla sevdiği hanımıdır.
Amr b. s, Allah Resûlü(sav)’ne:
-Yâ Resûlallah! İnsanlardan en fazla kimi seviyorsun? diye sordum. O:
-Aişe’yi, buyurdu. Ben:
-Erkeklerden, diye sordum. O:
-Babasını, buyurdu. Bir başka hadiste ise Efendimiz eşinin yanındaki değerini çok sevdiği tirit yemeğine benzeterek şöyle buyurmaktadır:
"Aişe’nin diğer kadınlara üstünlüğü, tiridin diğer yemeklere üstünlüğü gibidir." Allah Resûlü(sav)’nün annemize olan sevgisi o kadar açıktı ki, birçok Sahâbe Efendimizin sevgisini kazanmak için Hz. Aişe’nin rızasını almayı gözetirlerdi.
Hişâm b. Urve babasından nakleder:
"Allah Resûlü(sav)’ne hediye götürmek isteyen insanlar, onu daha çok memnun etmek için Hz. Aişe’nin sırasını araştırır, hediyelerini ona Allah Resûlü(sav), Hz. Aişe’nin yanına gittiğinde götürürlerdi. Hz. Aişe der ki:
-Arkadaşlarım Ümmü Seleme’nin evinde toplandılar ve:
-Ey Ümmü Seleme! İnsanlar Allah Resûlü(sav)’ne hediye vermek için Aişe’nin gününü araştırıyorlar. Aişe gibi biz de hayırdan faydalanmak istiyoruz. Allah Resûlü(sav)’ne gidip; "İnsanlara, hediyelerini kimsenin gününü araştırmadan getirmelerini emret" dediler. Ümmü Seleme annemiz Allah Resûlü(sav)’nün yanına giderek, isteklerini ona bildirdiler. Ancak Allah Resûlü(sav) bu isteklerine olumlu cevap vermedi. Annemiz geri döndü. Diğer annelerimiz aralarında konuşarak onu yeniden gönderdiler. Efendimize giden Ümmü Seleme;
-Yâ Resûlallah! Arkadaşlarım; "İnsanlar hediye getirirken Aişe’nin gününü araştırarak getirdiğini" söylüyorlar. Onlara emretsen de hediyelerini araştırmadan getirseler, dedi. Allah Resûlü(sav) yine ondan yüz çevirdi. Üçüncü kez tekrarlayınca:
-işe konusunda beni üzme! Bana gelen vahiy, içinizden yalnızca onun örtüsüne büründüğümde geldi, buyurdu.
Annemiz bu sevgiye layık olabilmek için sevgi, ilim, irfan, ahlak, hizmet, ibadet ve taatta en güzel sıfatları kendinde toplayarak, erişilmeyecek noktalara ulaştı. Bunun için Cebrâil (a.s) Allah Resûlü(sav) ile görüştüğünde ona selam gönderirdi.
Annemiz anlatıyor: "Bir gün Allah Resûlü(sav) bana:
-Ey Aişe! Bak bu Cebrâil (a.s) sana selam söylüyor, buyurdu. Ben:
-Allah’ın selamı rahmeti ve bereketi onun üzerine olsun, dedim. Allah Resûlü(sav)’nü kastederek:
-Şüphesiz sen bizim görmediklerimizi görürsün, diye ekledim.
Ebû Mûsa el-Eşarî:
"Hangi hadis hakkında sıkıntıya düşersek düşelim, Hz. Aişe’ye sorduğumuzda mutlaka onda bu konu ile ilgili bir bilgi bulurduk." demektedir.
Tabiinlerin büyüklerinden olan Zührî onun için:
"Hz. Aişe ile diğer müminlerin annelerinin, hatta dünyadaki bütün hanımların ilmi karşılaştırılsa, Hz. işe’nin ilmi daha ağır gelirdi." der.
Atâ b. Ebû Rebah; "Hz. Aişe insanların en fakihiydi. Genel hükümlerde de en güzel görüş bildireniydi." der.
Urve; "Fıkıh, tıp ve şiirde ondan daha âlimini görmedim." der.
Sahip olduğu üstün vasıfların yanı sıra Cebrâil’i görecek kadar saf ve berrak bir kalbe sahipti. Annemiz anlatıyor:
"Allah Resûlü(sav) ile otururken, at üzerinde biri yanımıza geldi. Allah Resûlü(sav) hemen ayağı kalktı. Adamın yanına giderek, elini atının alnına koydu ve adamla konuşmaya başladı. Bir süre konuştuktan sonra geri döndü. Ben:
-Yâ Resûlallah! Konuştuğun adam kimdi? diye sordum.
-Birini gördün mü? diye sordu. Ben:
-Evet atın üzerinde bir adam gördüm, dedim. O:
-Kime benziyordu? diye sordu. Ben:
-Dühyetü’l-Kelbî’ye benziyordu, dedim. O:
-İyi görmüşsün, o Cebrail(a.s)’di, buyurdu."
Sevgi Dili
Allah Resûlü(sav) annemize olan sevgisini her vesile ile izhar etmekten sakınmamış, bu sevgiyi çeşitli şekilde her zaman göstermiştir. Bunlardan biri belki de en belirgini ona yaptığı hitap, verdiği lakaplardır.
Allah Resûlü(sav) annemize olan sevgisini belirtmek için, bizim sevgimizi belirtmek için birine Fatoş diye hitap ettiğimiz gibi annemize "Yâ Aişe!" diye hitap ederdi.
"Ey Aişe! Cebrâil(a.s) sana selam veriyor."
Allah Resûlü(sav) annemize genelde "Sıddîkın kızı ya da Ebû Bekir’in kızı!" diye hitap ederdi. Beyaz tenli (Araplara göre) olduğu için de sevgisini göstermek üzere annemize Hümeyra-kırmızıcık lakabını vermişti.
Annemize Ümmü Abdullah künyesini de efendimiz verdi. Bir gün annemiz Allah Resûlü(sav)’ne:
-Bütün arkadaşlarımın bir künyesi var, diye dert yandı. Allah Resûlü(sav):
-Sen de (kız kardeşin Esmâ’nın) oğlu Abdullah’ın ismi ile künyelen, buyurdu. Bundan sonra künyesi; Ümmü Abdullah-Abdullah’ın annesi, oldu.
Amr b. s, Allah Resûlü(sav)’ne:
-Yâ Resûlallah! İnsanlardan en fazla kimi seviyorsun? diye sordum. O:
-Aişe’yi, buyurdu. Ben:
-Erkeklerden, diye sordum. O:
-Babasını, buyurdu. Bir başka hadiste ise Efendimiz eşinin yanındaki değerini çok sevdiği tirit yemeğine benzeterek şöyle buyurmaktadır:
"Aişe’nin diğer kadınlara üstünlüğü, tiridin diğer yemeklere üstünlüğü gibidir." Allah Resûlü(sav)’nün annemize olan sevgisi o kadar açıktı ki, birçok Sahâbe Efendimizin sevgisini kazanmak için Hz. Aişe’nin rızasını almayı gözetirlerdi.
Hişâm b. Urve babasından nakleder:
"Allah Resûlü(sav)’ne hediye götürmek isteyen insanlar, onu daha çok memnun etmek için Hz. Aişe’nin sırasını araştırır, hediyelerini ona Allah Resûlü(sav), Hz. Aişe’nin yanına gittiğinde götürürlerdi. Hz. Aişe der ki:
-Arkadaşlarım Ümmü Seleme’nin evinde toplandılar ve:
-Ey Ümmü Seleme! İnsanlar Allah Resûlü(sav)’ne hediye vermek için Aişe’nin gününü araştırıyorlar. Aişe gibi biz de hayırdan faydalanmak istiyoruz. Allah Resûlü(sav)’ne gidip; "İnsanlara, hediyelerini kimsenin gününü araştırmadan getirmelerini emret" dediler. Ümmü Seleme annemiz Allah Resûlü(sav)’nün yanına giderek, isteklerini ona bildirdiler. Ancak Allah Resûlü(sav) bu isteklerine olumlu cevap vermedi. Annemiz geri döndü. Diğer annelerimiz aralarında konuşarak onu yeniden gönderdiler. Efendimize giden Ümmü Seleme;
-Yâ Resûlallah! Arkadaşlarım; "İnsanlar hediye getirirken Aişe’nin gününü araştırarak getirdiğini" söylüyorlar. Onlara emretsen de hediyelerini araştırmadan getirseler, dedi. Allah Resûlü(sav) yine ondan yüz çevirdi. Üçüncü kez tekrarlayınca:
-işe konusunda beni üzme! Bana gelen vahiy, içinizden yalnızca onun örtüsüne büründüğümde geldi, buyurdu.
Annemiz bu sevgiye layık olabilmek için sevgi, ilim, irfan, ahlak, hizmet, ibadet ve taatta en güzel sıfatları kendinde toplayarak, erişilmeyecek noktalara ulaştı. Bunun için Cebrâil (a.s) Allah Resûlü(sav) ile görüştüğünde ona selam gönderirdi.
Annemiz anlatıyor: "Bir gün Allah Resûlü(sav) bana:
-Ey Aişe! Bak bu Cebrâil (a.s) sana selam söylüyor, buyurdu. Ben:
-Allah’ın selamı rahmeti ve bereketi onun üzerine olsun, dedim. Allah Resûlü(sav)’nü kastederek:
-Şüphesiz sen bizim görmediklerimizi görürsün, diye ekledim.
Ebû Mûsa el-Eşarî:
"Hangi hadis hakkında sıkıntıya düşersek düşelim, Hz. Aişe’ye sorduğumuzda mutlaka onda bu konu ile ilgili bir bilgi bulurduk." demektedir.
Tabiinlerin büyüklerinden olan Zührî onun için:
"Hz. Aişe ile diğer müminlerin annelerinin, hatta dünyadaki bütün hanımların ilmi karşılaştırılsa, Hz. işe’nin ilmi daha ağır gelirdi." der.
Atâ b. Ebû Rebah; "Hz. Aişe insanların en fakihiydi. Genel hükümlerde de en güzel görüş bildireniydi." der.
Urve; "Fıkıh, tıp ve şiirde ondan daha âlimini görmedim." der.
Sahip olduğu üstün vasıfların yanı sıra Cebrâil’i görecek kadar saf ve berrak bir kalbe sahipti. Annemiz anlatıyor:
"Allah Resûlü(sav) ile otururken, at üzerinde biri yanımıza geldi. Allah Resûlü(sav) hemen ayağı kalktı. Adamın yanına giderek, elini atının alnına koydu ve adamla konuşmaya başladı. Bir süre konuştuktan sonra geri döndü. Ben:
-Yâ Resûlallah! Konuştuğun adam kimdi? diye sordum.
-Birini gördün mü? diye sordu. Ben:
-Evet atın üzerinde bir adam gördüm, dedim. O:
-Kime benziyordu? diye sordu. Ben:
-Dühyetü’l-Kelbî’ye benziyordu, dedim. O:
-İyi görmüşsün, o Cebrail(a.s)’di, buyurdu."
Sevgi Dili
Allah Resûlü(sav) annemize olan sevgisini her vesile ile izhar etmekten sakınmamış, bu sevgiyi çeşitli şekilde her zaman göstermiştir. Bunlardan biri belki de en belirgini ona yaptığı hitap, verdiği lakaplardır.
Allah Resûlü(sav) annemize olan sevgisini belirtmek için, bizim sevgimizi belirtmek için birine Fatoş diye hitap ettiğimiz gibi annemize "Yâ Aişe!" diye hitap ederdi.
"Ey Aişe! Cebrâil(a.s) sana selam veriyor."
Allah Resûlü(sav) annemize genelde "Sıddîkın kızı ya da Ebû Bekir’in kızı!" diye hitap ederdi. Beyaz tenli (Araplara göre) olduğu için de sevgisini göstermek üzere annemize Hümeyra-kırmızıcık lakabını vermişti.
Annemize Ümmü Abdullah künyesini de efendimiz verdi. Bir gün annemiz Allah Resûlü(sav)’ne:
-Bütün arkadaşlarımın bir künyesi var, diye dert yandı. Allah Resûlü(sav):
-Sen de (kız kardeşin Esmâ’nın) oğlu Abdullah’ın ismi ile künyelen, buyurdu. Bundan sonra künyesi; Ümmü Abdullah-Abdullah’ın annesi, oldu.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz