Ey insan!..
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Ey insan!..
tarafından malatyali Salı Ağus. 19 2008, 09:49
Ey insan!
Bak sana soğuk kışın ardından baharı gönderdim. Hala Benim hakkımdaki zannını değiştirmeyecek misin? Seni memnun etmek için dünyanın çehresini değiştirdim. Sen hala zannını değiştirmeyecek misin? Kup kuru ve kap kara topraktan yem yeşil filizler devşirdim. Neden hala kalbindeki sevgi yeşermiyor. Neden hala içinde ekmiş olduğum tohumları sulamıyor ve bana cevap vermiyorsun.
Senin için yeşile renk kattım da rengarenk güzelliklerle donattım sofranı. Hala bir şey demeyecek misin? Sana sevgimi sayısız çiçeklerle sunuyorum. Bana Sevgini bildirmeyecek misin?
Bak çiçekleri kelebeklerle ve bin bir türlü böceklerle güldürdüm. Ötüşleri ile Beni zikrederken kulağına nice manalar yolladım. Bunlar da mı sana ilham vermiyor? Senin için çiçeklere nice parfümler döktüm. Dalıp gittiğim koyu gafletten çıkasın diye gözlerine batırırcasına yerden, topraktan nice renkler bitirdim. Ama sen hala ‘bilbord’ların cazibesinden kurtulamıyorsun.
Gün batımında ve doğumunda nice mucize anlar yarattım ama senin gözün hala şuh ekranlarda. Sana gerçek ve muhteşem bir sema sundum, geceleri göğünü kandillerle süsledim, ayı başına lamba yaptım da hala neden yalancı ışıkların peşindesin. Ölüp giden starlardan medet umuyor, ayın canlı nurunu medyanın sanal ışığına tercih ediyorsun.
Bak şimdiden ağaçların dudağında dilinin ve damağının müjdesini kondurdum, gözünü gönlünü nice güzelliklerle doldurdum. Küçücük diline meyveler ve nimetler adedince sofralar kurdurdum. O dil’le hala Bana bir şey demeyecek misin? Bir teşekkürcük olsun söylemeyecek misin?
Sen bir zamanlar yokluk karanlıklarındaydın. Zulümat içinden seni varlık alemine çıkardım ve sayısız nimetlerle donattım. Sense Benim yarattıklarımı bana perde yaptın. Damlacıkta parlayan ışığa aldanıp güneşe sırt çevirdin. Aydınlık güneşi bırakıp gölgeleri tercih ettin ve kendini karanlığa mahkum ettin.
Uyanman, gerçeği görmen için nice elçileri gönderdim. Çiçeklerin, böceklerin, karların, baharların ve tüm güzelliklerin üstüne nice peygamberler gönderdim de sen yine karanlıklarda direndin. Nefsinin loş ışıklarını kendine ilah edindin. Benim hediyelerimi bana karşı kullandın.
Kendini uyuttun uyuşturdun da dünyayı yurt belleyip içine daldın. Karanlıklar üzerine karanlıklar devşirirken sana son bir ümit olarak Sevgilimi yolladım. Bana her şeyden daha sevgili olan, kainatı uğruna yarattığım Sevgilimi… Sizden olan, sizi kendine tercih eden biricik kulumu. Gül kokulu Sultanımı yolladım sana ki içindeki karanlığı yırtasın ve nuruyla dünyanı aydınlatasın diye. Ve O’nun haline gül kokan bir eda verdim ki o gülün kokusuyla ayılasın ve elindeki nurun aydınlığıyla aydınlanıp hakikati bulasın diye. Kendim için yarattığımı sana yolladım. Sen ise ona işkenceler yaptın, eziyet ettin. Seni yokluktan kurtarmak isteyen o Sevgiliye nice zahmetler verdin. Hala da veriyorsun.
Ey insanoğlu! Hala kalbinde emaneten bıraktığım vicdanın sesini dinlemeyecek misin? Hala sana baharı gönderen Rabbine karşı bir kelimeyi esirgeyecek misin?
İnsanlığın baharı olan asr-ı saadeti sana ihsan eden; imanı, islamı ve ihsanı ile seni perverde eden Sultana karşı ubudiyet ile cevap vermeyecek misin?
Ve sana insaniyet baharının gülü olan Muhammedi (sav) gönderdim. Bu gülün kokusunu koklayıp güzelliğiyle meftun olup, onun nuruyla karanlıklarını aydınlatmayacak mısın?
Ey insanoğlu! Sana benliği veren ve sayısız nimetleriyle o benliği donatan, seni sen eden Rabbine verecek bir cevabın yok mu? O zaman yoksunluğun mekanında kalırsın. Ama Ben sana üzerinde cennet kokusuyla Sevgiliyi göndererek seni sonsuz mutluluğun ve saadetin kapısına davet ediyorum. Hala Bana cevap vermeyecek misin?
Hala ‘Teşekkürler Rabbim her şeyde Senin sevgini hissediyor ve Seni seviyorum’ demeyecek misin?
Ey Rabbim! Sana hakkıyla şükredemedik.
Gözüme gönderdiğin renkli bahar çiçekleri sayısınca, kulağımı okşadığın hadsiz söz ve nota çiçekleri adedince, vahyinle aklıma sunduğun mana çiçekleri sayısınca, kalbime dokundurduğun muhabbet çiçekleri miktarınca, ruhuma yazdığın güzel esma çiçeklerin adedince, tüm Adetlerin adedince, Senin zatının mutlaklığı gereğince Sana teşekkürler Rabbim...
Bak sana soğuk kışın ardından baharı gönderdim. Hala Benim hakkımdaki zannını değiştirmeyecek misin? Seni memnun etmek için dünyanın çehresini değiştirdim. Sen hala zannını değiştirmeyecek misin? Kup kuru ve kap kara topraktan yem yeşil filizler devşirdim. Neden hala kalbindeki sevgi yeşermiyor. Neden hala içinde ekmiş olduğum tohumları sulamıyor ve bana cevap vermiyorsun.
Senin için yeşile renk kattım da rengarenk güzelliklerle donattım sofranı. Hala bir şey demeyecek misin? Sana sevgimi sayısız çiçeklerle sunuyorum. Bana Sevgini bildirmeyecek misin?
Bak çiçekleri kelebeklerle ve bin bir türlü böceklerle güldürdüm. Ötüşleri ile Beni zikrederken kulağına nice manalar yolladım. Bunlar da mı sana ilham vermiyor? Senin için çiçeklere nice parfümler döktüm. Dalıp gittiğim koyu gafletten çıkasın diye gözlerine batırırcasına yerden, topraktan nice renkler bitirdim. Ama sen hala ‘bilbord’ların cazibesinden kurtulamıyorsun.
Gün batımında ve doğumunda nice mucize anlar yarattım ama senin gözün hala şuh ekranlarda. Sana gerçek ve muhteşem bir sema sundum, geceleri göğünü kandillerle süsledim, ayı başına lamba yaptım da hala neden yalancı ışıkların peşindesin. Ölüp giden starlardan medet umuyor, ayın canlı nurunu medyanın sanal ışığına tercih ediyorsun.
Bak şimdiden ağaçların dudağında dilinin ve damağının müjdesini kondurdum, gözünü gönlünü nice güzelliklerle doldurdum. Küçücük diline meyveler ve nimetler adedince sofralar kurdurdum. O dil’le hala Bana bir şey demeyecek misin? Bir teşekkürcük olsun söylemeyecek misin?
Sen bir zamanlar yokluk karanlıklarındaydın. Zulümat içinden seni varlık alemine çıkardım ve sayısız nimetlerle donattım. Sense Benim yarattıklarımı bana perde yaptın. Damlacıkta parlayan ışığa aldanıp güneşe sırt çevirdin. Aydınlık güneşi bırakıp gölgeleri tercih ettin ve kendini karanlığa mahkum ettin.
Uyanman, gerçeği görmen için nice elçileri gönderdim. Çiçeklerin, böceklerin, karların, baharların ve tüm güzelliklerin üstüne nice peygamberler gönderdim de sen yine karanlıklarda direndin. Nefsinin loş ışıklarını kendine ilah edindin. Benim hediyelerimi bana karşı kullandın.
Kendini uyuttun uyuşturdun da dünyayı yurt belleyip içine daldın. Karanlıklar üzerine karanlıklar devşirirken sana son bir ümit olarak Sevgilimi yolladım. Bana her şeyden daha sevgili olan, kainatı uğruna yarattığım Sevgilimi… Sizden olan, sizi kendine tercih eden biricik kulumu. Gül kokulu Sultanımı yolladım sana ki içindeki karanlığı yırtasın ve nuruyla dünyanı aydınlatasın diye. Ve O’nun haline gül kokan bir eda verdim ki o gülün kokusuyla ayılasın ve elindeki nurun aydınlığıyla aydınlanıp hakikati bulasın diye. Kendim için yarattığımı sana yolladım. Sen ise ona işkenceler yaptın, eziyet ettin. Seni yokluktan kurtarmak isteyen o Sevgiliye nice zahmetler verdin. Hala da veriyorsun.
Ey insanoğlu! Hala kalbinde emaneten bıraktığım vicdanın sesini dinlemeyecek misin? Hala sana baharı gönderen Rabbine karşı bir kelimeyi esirgeyecek misin?
İnsanlığın baharı olan asr-ı saadeti sana ihsan eden; imanı, islamı ve ihsanı ile seni perverde eden Sultana karşı ubudiyet ile cevap vermeyecek misin?
Ve sana insaniyet baharının gülü olan Muhammedi (sav) gönderdim. Bu gülün kokusunu koklayıp güzelliğiyle meftun olup, onun nuruyla karanlıklarını aydınlatmayacak mısın?
Ey insanoğlu! Sana benliği veren ve sayısız nimetleriyle o benliği donatan, seni sen eden Rabbine verecek bir cevabın yok mu? O zaman yoksunluğun mekanında kalırsın. Ama Ben sana üzerinde cennet kokusuyla Sevgiliyi göndererek seni sonsuz mutluluğun ve saadetin kapısına davet ediyorum. Hala Bana cevap vermeyecek misin?
Hala ‘Teşekkürler Rabbim her şeyde Senin sevgini hissediyor ve Seni seviyorum’ demeyecek misin?
Ey Rabbim! Sana hakkıyla şükredemedik.
Gözüme gönderdiğin renkli bahar çiçekleri sayısınca, kulağımı okşadığın hadsiz söz ve nota çiçekleri adedince, vahyinle aklıma sunduğun mana çiçekleri sayısınca, kalbime dokundurduğun muhabbet çiçekleri miktarınca, ruhuma yazdığın güzel esma çiçeklerin adedince, tüm Adetlerin adedince, Senin zatının mutlaklığı gereğince Sana teşekkürler Rabbim...
malatyali- Mesaj Sayısı : 103
Yaş : 34
Nerden : Almanya
Rep :
Points : 0
Kayıt tarihi : 03/08/08
Geri: Ey insan!..
tarafından güney Salı Ağus. 19 2008, 09:59
RABBİM BİZLERİ ŞÜKREDENLERDEN EYLESİN...
ALLAH RAZI OLSUN KARDEŞİM EMEĞİNE YÜREĞİNE SAĞLIK
ALLAH RAZI OLSUN KARDEŞİM EMEĞİNE YÜREĞİNE SAĞLIK
güney- Mesaj Sayısı : 581
Nerden : mardin
Rep :
Points : -12
Kayıt tarihi : 05/08/08
Geri: Ey insan!..
tarafından malatyali Çarş. Ağus. 20 2008, 14:56
amin ecmain insAllah..
Rabbim sizlerdende razi olsun abi
Tesekkür ederim
Rabbim sizlerdende razi olsun abi
Tesekkür ederim
malatyali- Mesaj Sayısı : 103
Yaş : 34
Nerden : Almanya
Rep :
Points : 0
Kayıt tarihi : 03/08/08
güney- Mesaj Sayısı : 581
Nerden : mardin
Rep :
Points : -12
Kayıt tarihi : 05/08/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz