HANGİ KÜLTÜRÜN SAHİBİYİZ?..
:: EDEBİYAT DÜNYASI :: Makaleler
1 sayfadaki 1 sayfası
HANGİ KÜLTÜRÜN SAHİBİYİZ?..
HANGİ KÜLTÜRÜN SAHİBİYİZ?..
Biz insanların hayatı sessiz sakin değildir..
İç dünyasında adeta fırtınalar kopar.An gelir bir kaşık suda boğuluruz. Denizi, deryayı geçer, derede suya batarız.
Böylesi durumlarda kasırgadan kurtulmak için sığınılacak, demir atacak, bir liman olacak gönüller arar dururuz hep.
O gönüller ki; düştüğümüzde kaldıracak, tökezlediğimizde elimizden tutacak ve hatta mecalsiz dizleriniz tutmaz olduğunda, sırtına alabilecek samimi ve dürüst, güvenilir gönüller.
Herkesin bu konuda elbetteki sırtını dayadığı birkaç dost gönülleri vardır. Tevazu yapmadan sizleri sırtına almaya baş koymuş hazır gönüller elbette olacaktır, olmalı da.
Caddelerin, sokakların, yığınların, kalabalıkların ruhumuzun üzerinde olumsuz etkilerden arınmak için, vizesiz, pasaportsuz, sorgusuz, sualsız kendimizi atabileceğimiz gönül okyanuslarına muhakkak ki ihtiyaç var.
Şöyle bir düşünün bakalım...
Acaba biz gönül insanı mıyız, ya da gönül insanı olabilir miyiz?...
Bu anlamda örnek alınacak insan mıyız?
Acaba hal dilimizle, beden dilimizle emsa lmıyız?
Öyleyseniz eğer, ne mutlu size...Artık vicdanın sedası, gönüllerin mihrakı olmuşsunuz demektir.
İnsanlarımızın “Adâb-ı muaşeret” denilen görgü kurallan bizim hangi kültürün mensubu olduğunuzu ele veren özellikler değil midir?
İnanın yürümemizden oturmamızdan, konuşmamızdan, susmamıza, su içmemizden, yemek yememizden, gülmemizden, ağlamamıza varana kadar, bize özgü, bize ait olana riayet etmek “Adâb-ı muaşeret” kurallarındandır.
Bizleri az çok takip edenler, eminim ki;
Hangi kültüre mensup olduğumuzu,
Kimin terbiyesine uyduğumuzu,
Kime özendiğimizi,
Kimi örnek aldığımızı çıkarabilirler.
Farkında olmadan traş biçimimiz, giysi modellerimiz, olaylara karşı tepki stilimiz, “Pardon', Mersi, Baybay, Çav, Öptüm, Kendine iyi bak, Bravo!...” gibi söylemlerle hangi kültürün sahibi olduğumuzu ilk bakışta ele verir.
Hayatımıza girmekte ve bize ait olmayan, ithal ve aykırı bir takım kültürlerin dengesiz ve tutarsız kelimelerin müşterisi konumuna getirmektedir.
Esasen ait olduğumuz kültürde buluşurken ve ayrılırken kullandığımız; Selamün aleyküm, Hu...
Heyecanımızı ifade ederken kullandığımız; Allah! Allah!...SübhanAllah!... 'Allahuekber!..”
Ayrıca beğenimizi ifade etmede kullandığımız; “Maşallah!...
Temennilerimizde kullandığımız; '”İnşaAllah!...
Her işe başlarken kullandığımız; “Bismillah!...
Özellikle hüzün ve sıkıntılarımızı ifade etmede kullandığımız; “Lahavle vela kuvvete illa billah!..” cümleleri hep ait olduğumuz kültürün temel özellikleridir.
Ait olduğumuz kültürün, bu gibi olmazsa olmazları olan özelliklerimizin yaygınlaşmasını sağlamak, kültürler arenasında kendimize has kültürle galip çıkmanın vazgeçilmez gereklerinden biri olmalıdır.
Gerektiğinde bunu kalemimizle ve kelamımızla, fikrimizle ve söylemlerimizle isbat ve icra etmek durumundayız.
Ey gönül ehli, gönüller ehli insanlar, ya kültürel temel özelliklerimize sahip çıkarsınız, ya da...
Biz insanların hayatı sessiz sakin değildir..
İç dünyasında adeta fırtınalar kopar.An gelir bir kaşık suda boğuluruz. Denizi, deryayı geçer, derede suya batarız.
Böylesi durumlarda kasırgadan kurtulmak için sığınılacak, demir atacak, bir liman olacak gönüller arar dururuz hep.
O gönüller ki; düştüğümüzde kaldıracak, tökezlediğimizde elimizden tutacak ve hatta mecalsiz dizleriniz tutmaz olduğunda, sırtına alabilecek samimi ve dürüst, güvenilir gönüller.
Herkesin bu konuda elbetteki sırtını dayadığı birkaç dost gönülleri vardır. Tevazu yapmadan sizleri sırtına almaya baş koymuş hazır gönüller elbette olacaktır, olmalı da.
Caddelerin, sokakların, yığınların, kalabalıkların ruhumuzun üzerinde olumsuz etkilerden arınmak için, vizesiz, pasaportsuz, sorgusuz, sualsız kendimizi atabileceğimiz gönül okyanuslarına muhakkak ki ihtiyaç var.
Şöyle bir düşünün bakalım...
Acaba biz gönül insanı mıyız, ya da gönül insanı olabilir miyiz?...
Bu anlamda örnek alınacak insan mıyız?
Acaba hal dilimizle, beden dilimizle emsa lmıyız?
Öyleyseniz eğer, ne mutlu size...Artık vicdanın sedası, gönüllerin mihrakı olmuşsunuz demektir.
İnsanlarımızın “Adâb-ı muaşeret” denilen görgü kurallan bizim hangi kültürün mensubu olduğunuzu ele veren özellikler değil midir?
İnanın yürümemizden oturmamızdan, konuşmamızdan, susmamıza, su içmemizden, yemek yememizden, gülmemizden, ağlamamıza varana kadar, bize özgü, bize ait olana riayet etmek “Adâb-ı muaşeret” kurallarındandır.
Bizleri az çok takip edenler, eminim ki;
Hangi kültüre mensup olduğumuzu,
Kimin terbiyesine uyduğumuzu,
Kime özendiğimizi,
Kimi örnek aldığımızı çıkarabilirler.
Farkında olmadan traş biçimimiz, giysi modellerimiz, olaylara karşı tepki stilimiz, “Pardon', Mersi, Baybay, Çav, Öptüm, Kendine iyi bak, Bravo!...” gibi söylemlerle hangi kültürün sahibi olduğumuzu ilk bakışta ele verir.
Hayatımıza girmekte ve bize ait olmayan, ithal ve aykırı bir takım kültürlerin dengesiz ve tutarsız kelimelerin müşterisi konumuna getirmektedir.
Esasen ait olduğumuz kültürde buluşurken ve ayrılırken kullandığımız; Selamün aleyküm, Hu...
Heyecanımızı ifade ederken kullandığımız; Allah! Allah!...SübhanAllah!... 'Allahuekber!..”
Ayrıca beğenimizi ifade etmede kullandığımız; “Maşallah!...
Temennilerimizde kullandığımız; '”İnşaAllah!...
Her işe başlarken kullandığımız; “Bismillah!...
Özellikle hüzün ve sıkıntılarımızı ifade etmede kullandığımız; “Lahavle vela kuvvete illa billah!..” cümleleri hep ait olduğumuz kültürün temel özellikleridir.
Ait olduğumuz kültürün, bu gibi olmazsa olmazları olan özelliklerimizin yaygınlaşmasını sağlamak, kültürler arenasında kendimize has kültürle galip çıkmanın vazgeçilmez gereklerinden biri olmalıdır.
Gerektiğinde bunu kalemimizle ve kelamımızla, fikrimizle ve söylemlerimizle isbat ve icra etmek durumundayız.
Ey gönül ehli, gönüller ehli insanlar, ya kültürel temel özelliklerimize sahip çıkarsınız, ya da...
VUSLATZELİHA- Mesaj Sayısı : 182
Nerden : ANKARA
Rep :
Points : 30
Kayıt tarihi : 31/07/08
:: EDEBİYAT DÜNYASI :: Makaleler
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz