Kur'an-i Kerim`den Faydalanmanın Şartları
2 posters
:: DİNİ KONULAR :: KURAN-I KERİM
1 sayfadaki 1 sayfası
Kur'an-i Kerim`den Faydalanmanın Şartları
Kur'an'dan faydalanmak istersen onu okuyacağın ve
dinleyeceğin zaman kalbini ona bağla ve işitme organlarını
ancak ona yönlendir. Yüce Allah'ın seninle konuştuğu,
muhatap olunduğun şuuruyla o atmosferde hazır bulun.
Çünkü Kur'an, Resûlü'nün dili üzere Allah'ın buyurduğu
hitabıdır.
Allahu Teâlâ şöyle buyurmuştur:
"Muhakkak ki bunda kalbi olan veya hazır bulunup kulak
veren kimseler için bir öğüt bulunmaktadır." (Kaf, 37)
İşte böyle...
Bunun tam tesir etmesi için, gerçekleşmesi gereken
düsturların, konumlara olan bağlantısının, bu tesirin meydana
gelme koşullarının, gerekli şartın meydana gelmesi ve
bunlara mani olan etkenlerin kalkması gerekir. Ayet-i kerime
bunların hepsini apaçık ve özlü bir anlatımla dile getirmekte,
maksadı ortaya koymaktadır....
Ayet-i kerime'de buyurulan:
"Muhakkak ki bunda bir öğüt bulunmaktadır" cümlesi, sûrenin
başından bu ayete kadar olan konulara işaret etmektedir.
İşte bu, tesir edendir.
"Kalbi olan" ifadesine gelirsek, bu da (tesiri) kabul eden
yerdir. Bundan murad ise, Allahu Teâlâ'yı akleden diri kalptir.
Allahu Teâlâ'nın buyurduğu gibi:
"O'nun söyledikleri, ancak Allah'tan gelmiş bir öğüt ve apaçık
bir Kur'andır. Diri olanları uyarsın ve kâfirler cezayı hak
etsinler diye." (Yasin, 69-70)
Yani, diri kalpleri.
Âyette geçen, "Kulak veren" ifadesi ise; kendisine
söylenenlere karşı hazır bulunup kulak vermek ve işitmeyi
oraya yönlendirmek demektir. Nitekim bu da, söz ile tesir
etmenin şartı anlamına gelir.
"Hazır bulunup" ifadesine bakarsak; bundan murad ise, kalbin
şahit olması, hazır bulunup, kaybolmaması demektir.
İbn Kuteybe der ki:
"Allah'ın Kitabını dinlerken kalp ve idrak hazır ve şahit
bulunmalı ve asla gafil olmamalıdır."
Şu var ki, kalbin başka yerde olması, tesir etmesi için engel
teşkil etmektedir. Yani kendisine söylenenlere karşı kalp
gaflette bulunmakta ve hazır olmamaktadır. Ona bakışlarını
çevirmemekte, onu düşünmemektedir.
Öyleyse, tesir oluşmuşsa ki bu Kur'an-ı Kerim'in bizzat
kendisidir
Kabul eden yerde oluşmuşsa - ki bu da akleden kalptir-,
Şart da meydana gelmişse -ki bu da kulak vermektir-,
Maniler de ortadan kalkmışlarsa -bunlarda kalbin gafil olması,
âyetin hitabından çıkıp başka şeylere yönelmesidir-
O takdirde istenilen tesir meydana gelmiş demektir. Bu da:
Faydalanmak ve öğüt almaktır.
dinleyeceğin zaman kalbini ona bağla ve işitme organlarını
ancak ona yönlendir. Yüce Allah'ın seninle konuştuğu,
muhatap olunduğun şuuruyla o atmosferde hazır bulun.
Çünkü Kur'an, Resûlü'nün dili üzere Allah'ın buyurduğu
hitabıdır.
Allahu Teâlâ şöyle buyurmuştur:
"Muhakkak ki bunda kalbi olan veya hazır bulunup kulak
veren kimseler için bir öğüt bulunmaktadır." (Kaf, 37)
İşte böyle...
Bunun tam tesir etmesi için, gerçekleşmesi gereken
düsturların, konumlara olan bağlantısının, bu tesirin meydana
gelme koşullarının, gerekli şartın meydana gelmesi ve
bunlara mani olan etkenlerin kalkması gerekir. Ayet-i kerime
bunların hepsini apaçık ve özlü bir anlatımla dile getirmekte,
maksadı ortaya koymaktadır....
Ayet-i kerime'de buyurulan:
"Muhakkak ki bunda bir öğüt bulunmaktadır" cümlesi, sûrenin
başından bu ayete kadar olan konulara işaret etmektedir.
İşte bu, tesir edendir.
"Kalbi olan" ifadesine gelirsek, bu da (tesiri) kabul eden
yerdir. Bundan murad ise, Allahu Teâlâ'yı akleden diri kalptir.
Allahu Teâlâ'nın buyurduğu gibi:
"O'nun söyledikleri, ancak Allah'tan gelmiş bir öğüt ve apaçık
bir Kur'andır. Diri olanları uyarsın ve kâfirler cezayı hak
etsinler diye." (Yasin, 69-70)
Yani, diri kalpleri.
Âyette geçen, "Kulak veren" ifadesi ise; kendisine
söylenenlere karşı hazır bulunup kulak vermek ve işitmeyi
oraya yönlendirmek demektir. Nitekim bu da, söz ile tesir
etmenin şartı anlamına gelir.
"Hazır bulunup" ifadesine bakarsak; bundan murad ise, kalbin
şahit olması, hazır bulunup, kaybolmaması demektir.
İbn Kuteybe der ki:
"Allah'ın Kitabını dinlerken kalp ve idrak hazır ve şahit
bulunmalı ve asla gafil olmamalıdır."
Şu var ki, kalbin başka yerde olması, tesir etmesi için engel
teşkil etmektedir. Yani kendisine söylenenlere karşı kalp
gaflette bulunmakta ve hazır olmamaktadır. Ona bakışlarını
çevirmemekte, onu düşünmemektedir.
Öyleyse, tesir oluşmuşsa ki bu Kur'an-ı Kerim'in bizzat
kendisidir
Kabul eden yerde oluşmuşsa - ki bu da akleden kalptir-,
Şart da meydana gelmişse -ki bu da kulak vermektir-,
Maniler de ortadan kalkmışlarsa -bunlarda kalbin gafil olması,
âyetin hitabından çıkıp başka şeylere yönelmesidir-
O takdirde istenilen tesir meydana gelmiş demektir. Bu da:
Faydalanmak ve öğüt almaktır.
malatyali- Mesaj Sayısı : 103
Yaş : 34
Nerden : Almanya
Rep :
Points : 0
Kayıt tarihi : 03/08/08
Geri: Kur'an-i Kerim`den Faydalanmanın Şartları
amin ecmain can kardesim..
Tesekkür ederim okuyan gözlerine saglik
Tesekkür ederim okuyan gözlerine saglik
malatyali- Mesaj Sayısı : 103
Yaş : 34
Nerden : Almanya
Rep :
Points : 0
Kayıt tarihi : 03/08/08
:: DİNİ KONULAR :: KURAN-I KERİM
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz